Muş’un Bulanık kazasının Yirminci yüzyıl başında 66 köyü görünüyor. Bunlardan otuzunun nüfusu tamamen veya çoğunlukla Ermeni. Ermeni köylerinin adları: Abri, Adgon, Akrag, Arıncik, Gebolan, Hamzaşêx, Harabeşehir, Hoşgeldi, Kakarlu/Kekeli, Karağul, Koğak, Kopo, Kuştiyan, Latar/Leter, Liz/Laz, Mescidlü, Mirbar, Mollakend, Odınçur, Pırkaşen, Piran, Piyonk, Plur, Rüstemgedük, Şêxveliyan, Şêxyakub, Şirvanşêx, Teğud, Yoncalu. Görüldüğü gibi köy adlarının on kadarı Ermenice (Abri, Akrag, Arınçig, Pırkaşen, Plur, Teğud...), diğerleri Kürtçe (Kuştiyan, Piran, Piyonk, Şêxveliyan...), hatta Türkçe (Hoşgeldi, Mescidlü, Mollakend, Yoncalu...).
İslami kurum ve kavramlara işaret eden adların çokluğu dikkatimizi çekiyor (Mescidlü, Hamzaşêx, Mollakend, Şêxveliyan, Şêxyakub, Şirvanşêx...). Önceden İslam köyü olup sonradan Ermenileşmiş olabilirler mi? İmkansız gibi. Tesadüf ettiğimiz bir örnek de o ihtimali bertaraf eder nitelikte. 1556 tarihli Hınıs kazası tahrir defterinde (sonradan Bulanık’a bağlanan) Mescidlü köyü “Zimmi Ermeni” karyesi olarak kayda geçmiş. Bundan çıkaracağımız en makul sonuç, Osmanlı’nın tahrir ettiği veya edebildiği alanlardaki köylere rastgele Türkçe isimler verilmiş olduğu. Bu nedenle Hınıs’ta – ve Bulanık’ın daha önce Hınıs’a bağlı olan kuzeybatı kesiminde – Türkçe adlar var, geri kalan kısmında yok.
Diğer 35 dolayında köyün tümü Kürt köyleri. Bunların bir-ikisi hariç tümünün adları Kürtçe veya Türkçe/Kürtçe, nüfusları genellikle az, konumları marjinal, dağlık ve çorak yerlerde. Hemen hepsinde yer adı kişi veya sülaleye işaret ediyor (Abdalbayezid, Alibonciyan, Hesengoran, Mamanlu, Mollamustafa, Muradibeğ, Şêxberat, Şirezler...). Bundan çıkaracağımız sonuç, Kürt yerleşimlerinin genellikle a) daha geç tarihte, b) yerleşik tarımsal alanın dış çeperlerinde, c) sülale veya cemaat yerleşmesi şeklinde ortaya çıktıkları. Bu tanımlara uymayan iki üç yer sayabiliyoruz (Xaçlu, Tırconk...). Bu yerlerde üç beş hane Ermeni nüfusun varlığı, daha önceki Ermeni nüfusun göçmüş veya Kürtleşmiş olabileceğini düşündürüyor.
19. yy’ın son çeyreğinde Osmanlı idaresi bölgeye “Türk” veya “Çerkes” sıfatıyla anılan bir miktar muhacir yerleştirmiş. Bunlar 1878’de Rus yönetimine giren yerlerden göçen Oset, Çerkes ve Karapapak’larla Kars-Ahıska Türkleri olsa gerek. Kevorkian-Pabuççiyan’ın verdiği sayılardan çıkarabildiğimize göre sayıları oldukça az. Hemen hepsi ellişer-yüzer kişilik gruplar halinde Ermeni köylerine iskan edilmiş. Sadece Simo köyü doğrudan Oset yerleşimi olarak görünüyor.
İlçenin bugünkü etnik kompozisyonuna baktığımız zaman ilginç birkaç nokta dikkatimizi çekiyor. Eski nüfusu kayda değer oranda Kürt içeren karışık Ermeni köyleri bugün yerli veya karışık Kürt nüfusa sahip (Abri, Kopo, Mollakend, Piyonk, Rüstemgedik, Harabeşehir). Saf veya safa yakın Ermeni köylerinin bugünkü sakinleri ya Erivan vilayetinden muhacir gelen Redkan Kürtleri (Akrak, Arınçik, Hamzaşêx, Hoşgeldi, Koğak, Piran ile kısmen Şêxveliyan, Şirvanşêx, Odınçur), ya Karapapaklar (Kekeli, Latar, Mescidlü, Mirbar, Pırkaşen, Plur, Şeyxyakup, Yoncalı), ya da kendilerine “Ahıska Türkü” unvanını yakıştıran Gürcistan muhaciri Türkler (Teğud, kısmen Şirvanşêx). Çerkes ve Osetler şehirlere göçüp yerlerini Kürt unsuruna bırakmışlar. Karapapak ve diğer Türklerin de demografik trendler karşısında uzun vadede nüfuslarını korumaları zor görünüyor.
Öyle görünüyor ki Cumhuriyet yönetiminin ilçedeki başlıca sonucu, bölgenin diğer illerinde olduğu gibi, yüzde yüze yaklaşan oranda bir Kürt ekseriyeti üretmek olacak.
Sevan Nişanyan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder